Kimi zaman yorgunluktan mı bilinmez hızını durdurup birikenlere bir göz atıp yükü hafifletmeye çabalıyorsun acilleri yetiştir yetişmeyecekleri ertele derken aslında bitirdiğini sandığın ne varsa ardından yenileriyle devam etmekte.. Yeni yollar, yeni yöntemler arıyorsun bir yandanda.. Yanından senden daha az yükü olduğunu düşündüğün hızla geçip gidenlere bakakalıyorsun nasıl yetiştiriyorlar nasıl hallediyorlar diye, hatta birazda şaşkınlıkla.. Sonra bir diğerine bakıyorsun sonu gelmez vagon sayısının ağırlıyla yol almaya çalışıyor bu seferde seviniyorsun en azından halledebileceklerinin, halledilemeyecek ağırlıkta olmalarının saflık derecesindeki mutluluğuyla.. Bazen de bir el tutuyor seni seviniyorsun.. Ama öylesi kısa sürüyor ki ve en nihayetinde yalnız olduğunu biliyorsun,bu durum yıkmıyor seni; çünkü yılmayacak, yıkılmayacak yaşlarda olduğunu biliyorsun dileğinin tüm peşisıra gelenlere rağmen raydan çıkmamak olduğunuda bilerek ve özgüvenle yoluna bakıyorsun..
Ardından bir film de geçen replik aklına geliyor.
“Ekmenin bir zamanının olduğu gibi,biçmesinde bir zamanının olduğunu”..
2 yorum:
Şimdi trende olsam, mesela İtalya'da olsam ve yanımda çerezlerim, çikolata, çörekler, sandviçler, kitabım ve günlüğüm olsa, yanım boş olsa, ayaklarımı karşı koltuğa uzatmış olsam ve zaman zaman yolu seyredip bazen de günlüğüme notlar düşsem ve acıktıkça bir şeyler atıştırsam...
TİJEN..
BİR FİLM SAHNESİ YAŞATTIN BANA..UMARIM EN KISA ZAMANDA TEKRAR BİR TREN VE SEYİR KEYFİ YAŞARSIN..
Yorum Gönder