26 Mayıs 2008

..YANILSAMA..

-Fotoğraf: Devletşah'dan araklama-

Eğer hepsi yanılsamaysa,gerçek olan nedir?

Eğer bu yaşam yanılsama ise,onu niye yaşıyoruz?

Sonunda sormaktan vazgeçip,anahtarı birkaç kere daha atıp denemeyi bıraktım.

Ve bırakır bırakmaz da, aniden memnun oldum.

Nerede isem, orada olduğumdan ve ne biliyorsam,onu bildiğimden mutluydum;

bunlar tüm varoluşu ya da birkaç yanılsamayı açıklamaya yetmese bile..

MAVİ TÜY

Richard Bach

sayfa82

22 Mayıs 2008

..BU BAHAR DA HATIRLANASI BİRKAÇ AN..

Yerini hızla yaz sıcağına bırakan bu enfes hatırlanası bahar da akıl da kalası bir kaç an,lezzet,duygu ve heyecan...
kuzenlerimle doyumsuz sonu gelmez kahvaltı keyiflerim...

bu bahara damgasını vuran GS şampiyonluğu beceri ve dostluk timsali kadın Deniz'in GS şampiyon olusa sana bayrak dikeceğim deyip unutmadığı diktiği Tutkun'a armağanı bayrağımız..
tutkun'la sonu gelemez kitapevi gezilerimiz..ayıldığı bayıldığı çizgiroman kitapların bir yenisini daha aldırma çabaları ardından kahve keyiflerimiz..

Bilkent salus res.bar..
Hayatımda ki yeri çok önemi çok kıymetli çok sevdiğim onunda beni sınırsızca ve sorgusuzca sevdiğini bildiğim Nesrin ablam bahara denk gelen doğum gününü bu baharda yine birlikte ve beraber..hep sürmesini istediğim gibi..
kuzimle rutin yaptığımız dedikodusu bol haftasonu gezilerim..

Bayıldığım kadın Canan'ın Amerika'dan gelişi bir akşam yemeğimiz..

volsev'in bitmez enerjisi ve takım ruhu..
Anneanne'nin ısrarları torunu ile götürdüğüm Hayvanat bahçesi gezimiz..



Tutkun'ların okulda kendi aralarında yaptıkları futbol turnuvasında üçüncü oluşlarını kutlamaları..takımda kızlarda oynuyor..ve Tutkun'ların tek kız oyuncusu..

kendimden geçe geçe seyrettiğim futbol turnuvası..


Tutkun'un çok sevdiği arkadaşlarının evdeki ziyaretindeki keyfi ve mutluluğu..
Haftasonları sevdiğimiz sunuşu keyifli ve lezzetli chocolate cafe&Brasserie kahvaltılarımız..
tutkun'un yakın arkadasları ve ailesiyle liva da brunchımız..

volsev'in geleneksel akşam yemeklerinden bu sefer Bilkent otel Akdeniz mutfağı tercih edildi.. zeytinyağlılar tadılmalı ve mutlaka kırmızı et severlere Izgara New York Steak tavsiye olunur..


Eskişehir yolunda nefis kahve kokusuna hayır denmeyecek pastalarının personelinin ve kahvelerin bir numaralı yeri.

Bir pazar sevdiğimiz aile dosları..Tike canımızı o gün fazlasıyla sıksalarda..vaz geçilmez yerlerden biri..özelikle dondurmalı helvası hımmm

ODTÜ'lü değilseniz yasak..ama sağolsun ODTÜ'lü arkadaşlardan..Ankara'ya bahar gelince herkesin kendini atmaya çalıştığı Eymir gölü..şahane köpek çilek ve sevecen bilge..
Nefis bir kahvalti..ardında kahveler..ve kendinin hazırladığı portakallı likör..enfes..



Sema Boyancı resim sergisi Bilkent Üniversitesi Kütüphane Sanat Galerisindeki sergisi.. çok etkileyiciydi..

son keşiflerimizden ufak ama sevimli bir balıkcı balıkcıköy..
akılda kalan kalması istenen bir kaç zaman..yaşanan zamandan sızan ve bana kalan..

16 Mayıs 2008

..İZLEME KEYFİ..

Okulun ev sahipliğinde gerçekleşen Tribol turnuvası ve ikincilik..kalesini iyi savunmaya çalışan Tutkun..berabere kalan iki takımdan penaltılarla 2 ci olmayı başarabildiler..
Tribol:3 Sahalı, 3 takımlı futbol tarzı bir oyun..
..BUGÜNDEN BANA KALANLAR..
Onlar Ana dillerinde eğitim yaptılar ve bilgi ürettiler..
Tek yol bilgi üretimi..
Bilgiye ulaşmak için Yabancı dil bilgi üretimi için Ana dil..

15 Mayıs 2008

..ANKARA PALAS..

Sevgili büyüyüğüm Zerrin C'in başkanlığını yaptığı Demokrat ve Girişimci İş Kadınları D. düzenlediği Meme Kanseri ile ilgili bir konuşmayı dinlemeye gittim..Bizler Dr. Mehmet Altınok'un uzmanı olduğu konuyu muhteşem anlatımıyla dinlerken bu tarihi mekanda; M.K.Atatürk'e tekrar tekrar saygıyla önünde eğildim..
Benim Ankara Palasa ikinci gidişim..İlkinde bir aile dostumuzun düğünü münasebetiyle gitmiş hayranlık duymuş ama yeterince inceleyememiştim..Böylesi mekanlarda bir de hayranı olduğum Atatürk'ün nefes aldığı, vakit geçirdiği muhteşem yerlerde çok başka hissederim kendimi..Bu vesileyle daha erken gidip uzun uzun inceleme, resim çekme fırsatı yakaladım..O incelik ve zerafet o görkem büyüleyiciydi..Uzun uzun o Cumhuriyet balolarına ev sahipliği yapan bu binayı seyrettim..Duvarlarında baloların ihtişamın gösteren resimler baktım..Resimlerinden bu kadar etkileyici biri kim bilir o zamanlar nasıl bir farklılık yaratıyordu..


Bu tarihi mekan; insanı içine alıp savurduğu gibi insanı titrettiği bir yer ayrıca..

13 Mayıs 2008

..BİR ÖĞLE SONRASI SADO BY..

3 tarafı denizlerle kaplı ülkemin kara yaşamı süren nadir aile evladıyım..Annemin gazetedeki resmine bile bakmaya tahammül edemediği sürüngene benzettiğinden mütevellit çocukluğum balık yoksunluğuyla geçti..

Alışkanlıklar(diş fırçalamak,pijama giymek,sofraya hep beraber oturmak gibi)lezzet kavramı ve yiyecekleri yeme(deniz mahsulleri,sakatat gibi)genellikle çocuklukta kazanıldığından; sonradan maalesef ne kadar istenilse de edinilmiyor..o nedenle arkadaşlarının, sevgililerini ya da kocalarının/karılarının bazı kişilik özelliklerini/huylarını/alışkanlıklarını değiştirmeye çalışan insanları hiiç anlayamamışımdır..

ben de çocukluğumda annemin adını fobimi iğrenmek mi yoksa bencillik mi koyamadığım ve bilemediğim bu müstesna kişilik özelliğinden dolayı balık ve denizde yaşayan diğer canlılara deniz'i ölesiye sevmeme rağmen hep mesafeli ve uzak kalmışımdır..

sonradan bir balık sever olmaya çalışsam da istediğim düzeyde maalesef sevemedim tüketemedim..ev de pişirmeyi de sevemedim..

Ankara'da balık yenecek yerleri benden daha iyi bilenler mutlak vardır..ama naçizane birkaç önerim olacak ki bilenler muhtemelen önerime olumlu yaklaşacaklar...bilmeyenlere de yön göstereceği inancındayım..ben balık deyince genellikle gizli kalmış ufak tefek yerleri tercih edilmeli diye düşünenlerdenim ama sanırım Ankara'da böylesi yerler ya yok ya da çok az..

benim favori balıkçım..

elbette ki öncelikle -kalbur / üstüne kaç yer vardır bu kadar müstesna bir yer bilmem ama..

ardından sado by /olağanüstü dekoru içine alıverdiği masalsı haliyle önce göz zevkimi ardından damak lezzetimi doyuran bir yer (eski üç kalyon) Eskişehir yoluyla özleşip yerini AVM e kaptıran ama gittiği keklik pınarında istediğini bulamadığından ben de aynı kanattayım..tekrar yeriyle özdeşliği yer olan Eskişehir yolunda yine bağımsız bir yere yeni yerini açtı yeni ismiyle..

Türkiye de en iyi balık Ankara da yenir denir ya onlardan biri daha trilye benim en bayıla bayıla gittiğim yerlerden biriside budur..

bir pazar öğle sonrası daha kimseler yokken nefis bir havada içilen bir kaheh şarabın bir kadeh rakıyla selamlaşmalarının ardından yenilen hafif mezelerle geçen bir öğle sonrası keyfi..

..daha kapısında sizi karşılayan surprizlere açık olun..





Eskişehiryolu 10 km

298/B-3

312-2865758

10 Mayıs 2008

..TUTKUN'A..


kıyamadığım..


her seferinde nefesimin kesildiği,


her hareketinden gizli bir gurur duyduğum..


heyecanı hiç kesilmeyen..


masalsı bir süreç bu..


sana sahip olmak;


duyguların en yücesi..


seninle sahip olduğum sıfatı,


taşımanın keyfi ve ağırlığıyla...


günün birinde vedalaşıncaya kadar


her yerimde sen varsın...


umarım yaşam sana hep cömert olur..


hiç bir hayalim yok senle..


bir yerlerde nefes alıyor ve mutluluk sarhoşu olman tek dileğim..


Annen..


Kıymet

08 Mayıs 2008

......


"İnsanlarin çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor..

Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.

Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korkttuğu için.

Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kiymetini bilmedigi için.

Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için.

Ve ölmekten korkuyor, aslinda yaşamayi bilmediği için."


..Shakespeare..

05 Mayıs 2008

..VARLIK NEDENİM..


İnsafsız zaman hızla geçe dursun...
yanında bana dair ne varsa hızla süpürüp götürürken, sana yepyeni kocaman bir yaşam hediyeleri sunuyor...
ve hayat sana; yaşama gözünü açtığın ilk günki gibi tekli rakkamlarda davranmasın...
05/05 bana yaşamda yeni bir soluk olurken sana ilk nefes oldu..hayatı hep ilk nefes hızında berakklığında ve adrenalinde yaşa..

sana hep bayılan ..
anne...

03 Mayıs 2008

..HOŞGELDİN..



-şarkıyı kendime ithaf ediyorum-


..bir mucize olur..

yüzünde hissettiğin rüzgar mutlu eder insanı..

delice ve bir çocuğun mutluluğu kadar da masumdur aslında..


bir bakarsın..


unuttuğunu sandığın ne varsa birbir önüne dizilir..havadaki bir koku, bir resim ya da bir kart ve ya rüzgarla beraber gelen bir müzik tınısı...

ardından;


tutunamazsın buralarda, gitmek istersin..

tutsanda kendini,

dizginleyemediğin kalbin çoktan yol almıştır buralardan..