28 Aralık 2009

....


Canım Deniz, belki başka türlü bu filmi izlemeye cesaret edemeyeceğimi bildiğinden bana ve sevdiklerime en az benim kadar yakınlık duyduğu ve önemsediği için bu filmde beraber olmak önemliydi..
Hayatım boyunca onun kadar hassas ve duyarlı olamayacağım o hep beni tolere etmek zorunda kalacak belki ama o çok özelim ve değerlim benim..
Bu film izlenmeli, izlenir..
Aşkta yada yaşamda başka türlü dillerde var sadece fark edilmeyi bekliyor..Konuşmadan da Aşk yaşanabiliri ben geçte olsa öğrenenlerdenim..


Adamı sersemleten bir film..Oyunculuklarının ve oyuncuların önünde eğilirim..




Mustafa Ayaz'ın Müze ve Kültür Merkezi açılışı kendine ve adına yakışırdı..Ankara Devlet Tiyatrosu'nun bu sezonki oyunlarında Suçlu Yürekler Uzunca bir süredir birbirinden ayrı ayrı yaşayıp, hiçbir anlamda birbirine benzemeyen, sürekli birbiriyle rekabet eden üç kız kardeşin beklenmedik buluşmalarını ve onların fırtınalı geçmişlerini anlatan bir oyun..Aile kavramının işlendiği hoş bir oyun.. Nefes uzun bir film ama temposu hiç düşmeden izleten bir film..Bir dağ bir karakol ve onlarca askerden başka hiç bir görsel olmamasına rağmen düşmeyen bir tempoyla devam eden bir film..Bana göre taraf olunmadan aynı mesafede durulmuş..Çok rahat izlenebilen net mesajların verildiği çokca emek verilmiş izlenesi bir film..

Neşeli Hayat Çokta Sinema dilinin olmadığını düşündüğüm bir film..Daha çok dizi tadında olmuş..Yarattığı Rıza karakteri bir dizi olsaydı sanırım uzun yıllar hafızamıza yer etmeyi başarırdı Bünyamin gibi..


24 Aralık 2009

..SİLMEK..

( Baho tşk)
Elimde bir silgi,düzgün olmayan ne varsa silmekteyim..

21 Aralık 2009

"7" ŞEKSPİR MÜZİKALİ..


Bugüne kadar izlediğim en sıkı oyun/müzikaldi..Oyun Atölyesi'nin bir çok oyununu izledim ve izlediklerim ruhumun arşivinde ama bu bambaşka ve çok özel bir yeri olacak..

İnsana ‘sanat’ neden yapılıra en iyi örnek ve söze bile gerek kalmadan anlatmayı başaran bir görsellik..

Oyun sonrası “7” Şekspir Müzikali yönetmeni Kemal Aydoğan ve ekiple beraber sabahın ilk ışıklarına kadar süren geceye eşlik edemesem de üşümeye ve uykuya yenik düşmekte istemezdim..

Müzikal'den..

Karanlığın en önemli nedeni güneş olmamasıdır..
(As You Like It-Conin)
***
Doğduğumuz anda,
Şarlatanlarla dolu bu koca sahneye geldik diye
Basarız çığlığı.
(King Lear-King Lear)
***
Zamanın tohumlarına bakıp anlayabilirseniz
Hangi tane büyüyecek ,hangi tane kalacak,
Zamanın tohumlarına bakıp anlayabilirseniz
Hangi tane büyüyecek,bana da söyleyin o zaman.
(Macbeth-Banquo)
***
Kimi soyuyla övünür kimi maharetiyle
Bazısı zenginlikle, kuvvetiyle
Kimin de giyim kuşam zevksizdir göze batar
Kiminde şahin,tazı,kiminde vardır atlar
Bana ne bunlardan senin sevgin varken
Benim bir sevgim var üstündür her birinden.
(91.Sone'den derleme)

19 Aralık 2009

..BEN YOKUM..


Basıp gitmek istiyorum buralardan
Kendimi doldurup trenlere
Bir daha hiç basmadan frenlere
Gördüğüm bütün duraklarda inmek
Ağrıyıp Ağrıyıp dinmek

Tarifsiz Tarifsiz tanımsız adsız
Fil gibi ölmeye yatmak Ağırbaşlı
Sonra çırılçıplak uyanmak tekrar tekrar
Hatırlamak Kundaklanmamış o ilk anı

Ben yokum kabuklarımı kırana kadar,
Kim bilir kaç yıl oldu kendimi dinlemeyeli
Bir yol ağzında bulsunlar hiçliğimi
Umrum da bile değil söksünler rütbelerimi

Bir çiğ tanesinde anlamak suyun sonsuz derinliğini
Tatmak gözyaşımın tuzlu serinliğini
Kendimi yaprak gibi rüzgarın önüne katmak
Kaldırıp kaldırıp atmak..

18 Aralık 2009

..BU ARA BEN..


çok şey yazmak isteyip, hiç bir şey yazamamak!
konuşmaktan çok daha kolaydır benim için yazmak..
yazamıyorsam;
düşünün konuşmak ne ağır bana..

10 Aralık 2009

..HER KIZIN BABASI GİDERMİŞ BİR GÜN..


Seni doğduğun topraklara götürüyoruz..
Senden bana kalan şiddetli bir yalnız duygusu..
Sanki senle daha çok konuşmalıydım..Aklımda daha sorulmamış onlarca soru var..Ve aslında sana dair ne çok şey merak ediyormuşum!
Şaşkınım..
Bana hayata karşı verdiğin mücadeleyi ve hayatı bu denli nasıl sevdiğinin yollarını bir kez daha hatta onlarca kez daha anlatsan..

Yetmedi beraberliğimiz..
Yalnız kaldım çok!
Seni çok özleyeceğimi

Hissediyorum..
Herkes beni yalnız bırakıyor sanki sen hiç bırakmazmışsın gibi hissediyordum..

Yanılmışım..
Daha vedalaşamadık bile..
Kendimi eksik hissediyorum çok..Bir yanım hepte eksik kalacak biliyorum..
Uyansan artık sabah oldu;

Namazını kılsan..
07.12.2009

06 Aralık 2009

..MİM..

Sevgili Nazlı'dan bir mimim vardı. Uzunca bir süredir talihsiz geçirdiğim bir süreç yüzünden cevaplanamadı; kısmen de olsa biraz toparlanma zamanı olduğu için, yeniden yüzümün gülmesini arzu ettiğimden ve en önemliside bloğumu önemsediğimden..


1. Şu an okumakta olduğunuz kitap ve kısaca konusu:
Bahsettiğim nedenlerden ve ciddi odaklanma sorunu yaşadığımdan aynı kitaba uzunca süredir takıldım kaldım..Tüm serisini 20 yaşlarda satın aldığım Adam yayınlarından çıkan Nazım Hikmet Ran'dan okumayı atladığım "Kan Konuşmaz" adlı romanını okumaktayım..
Basit bir esnafın zamanla bilinçli bir solcuya dönüşü ve toplumsal kuralları ret edişi olarak tanımlanabilir..

2.En son aldığınız kitap:
Şakir Eczacıbaşı'nın anlatımıyla Oscar Wilde Tutkular,Acılar,Gülümseyen Deyişler

3.Şimdiye kadar aldığınız kitaplar arasında en sevdiğiniz:
Kendim almadım ama en sevdiğimdir Turgut Özakman'dan Korkma İnsancık Korkma.

4.Bir türlü bitiremediğiniz, bitirseniz de illallah dedirten kitaplar:
Uzun yıllar önce artık beni çileden çıkartan kitapları sıkıldığım yerde bırakma gibi bir tavır geliştirdim..Bir doluda sayabilirim..

5. Elinizdeki kitap bitince okumayı düşündüğünüz kitap:
Başucumda bekleyen ve bir takım nedenlerle yarım kalmış kitapları bitirmeyi arzulamaktayım..

Bende mimlerimi bu evin yazarı A.Kadir B ye çok sevgili arkadaşım çevirmen İmge’ye ve uzaklardaki çok değerli arkadaşım Mehtap’a rica ediyorum cevaplamaları için..

01 Aralık 2009

..TUTKU'M..

Bazı anlar oluyor ve tavan yapıyor bazı hisler..
Esiri olmak istemiyorsun o hislerin ama engelleyemiyorsun koskocaman bir set koymak istiyorsun olmuyor çaresizce bakakalıyorsun sadece..
Buğu yapmış bir camı elinle bir çırpıda dağıtmak ister gibi bir güçle dağıtmak istiyorsun ve yine başaramıyorsun..
Herkes ve her şey bir yerlerden hızla üstüne geliyor..
Süreçleri, alışkanlıkları, yaşanmışlıkları, sorumlulukları da bir çırpıda değiştirmek istiyorsun ama nafile..
Bugün olduğu gibi yaşamdaki en değerli çok şey feda etmeyi göze aldığın bir adamı başkalarından dinliyorsun..
Şimdimiydi o zaman diyorsun, doğru mu bu zaman diyorsun ilkeli mi etik mi bu yaptığın,kararların..
Yine kalakalıyorsun sorunlarla ve yine başbaşa..
Bu kaç kez daha yaşanacak bilemiyorsun..
En fenası da biter mi bitmez mi kestiremiyorsun..

23 Kasım 2009

..BABA VE KIZI..


Father and Daughter (Michael Dudok De Wit, 2000) - The most amazing videos are a click away
Hollandalı yönetmen Michael Dudok de Wit'in sekiz dakikalık kısa animasyon filmi 'Baba ve Kızı', 2000'de en iyi kısa film oscarı'nı kazandı..
Melankolik bir havası olan filmde Baba-Kız ilişkisinde çizginin de tadı katılarak gerçek ile hayâlin ilişkilendirilmesi ön plâna çıkıyor.
Teşekkürler Ömer..

21 Kasım 2009

..GEÇ..


Geçmişinde önem taşıyan, ama bir kararla çoktan tarih olan bir gündür bu gün benim için...

04 Kasım 2009

..BU ARA YEME,İÇME,GEZME,TOZMA,DİNLEME,İZLEME VE KEŞİFLER II..

http://www.anitkabirozeldefteri.com/
Burada olmayı seviyorum..Ankara da yaşamanın en iyi tarafıı belkide ona yakın olabilmek..

Ankara'ya kışın gelmesiyle beraber dış mekanlarda vakit geçirebilecek yer sayısı iyice azalır..Ankara’yı dışarıdan ziyaret gelenlerin götürüldüğü yerlerden biridir Ulus'da bulunan kale ve hamamönü.. Benim gitmeyi arzulamıyorlarsa götürmek için tercih nedenim değildir..Hamamönünün o virane hali gitmiş daha yaşanır hale gelmiş temiz görüntülü olmuş ama samimiyetsiz ve yapılmak için yapılmış..uzun vadede hızla eskiyeceği çok aşikar..En güzel tarafı yenilikçi Liva'nın açtığı mekanda hafta sonları Ney çalan bir Ney sanatçısını bulundurması bir şeyler atıştırırken her yerde bulamayacağınız bir müzik dinletisinin keyfini çıkarmak kalıyor bize de..



Sonbaharın yaşanacağı seyretmelere doyulmayacağı ender güzellikte ki Mengen de günübirlik keyif yapmak..Zamanı gelen doyumsuz lezzetteki mantardan toplamak..doğanın verdiği milyon tane güzelliklere şaşkınlıkla bakmak..mucizeyi izlemek..dalından fışkıran böğürtlenleri arılarla kapışmak..doğanın karşılıksız kucak açmasına her seferinde şaşırmak..
Sevdiğimiz dostlarımızla yine derin yine yaşanmışlığı bol sohbetler etmek..Yenilerini dahil etmek yaşama..

27 Ekim 2009

..BEN BİRİM..


Birden bire
Ben kimin
Geçmişte neler gizli
Yaşam başkalarına oynana bir oyun mu
Benim rolüm ne
Peki ya sen
Şimdi nerde nasılsın
Neler geçiyor gönlünden
Birbirimizi gerçekten tanıyor muyuz?
Sevmeyi biliyor muyuz?
Söyle bana ben kimim?
Ben kimim?
Bakıp da görmediğin
Duyup da dinlemediğin
Arayıp da bulamadığın
Beni bende keşfet
Ben kimim
Ben
Birim
Ben birim
Birim
Bir..

23 Ekim 2009

..ADI(N) SONBAHAR..

Adın Sonbahar ve sen benim mevsimim değilsin ama hissettirdiklerin diğer kardeşlerinden daha başka, daha özel daha vurgundur..
Ve..
Belki de kaçışım ondandır kim bilir?!
Bilmemek bazen nasılda iyidir, iyi gelir insana..
Bilmek birazda karar vermek midir?
Karar vermek zor mudur?
Kararlar kara mıdır?

18 Ekim 2009

..HEY EYLÜL NE ARA GİTTİN SEN..

Farketmeden geçen bir zaman dilimi var yaşamımda şu ara..
Hey Eylül ne ara gittin sen?

Kuzenlerimle yaşanan her anın ve yemeklerin keyfi sonsuz..

Canım kardeşlerimle rutin yemeklerimiz..
Ait olduğum topraklarının gençleriyle dinamik bir gece..
Bulgaristan Elçiliği Kavaklıderem Der.ortaklaşa düzenlediği Gül gecesi..
Güneşin son göz kırpmaları tene değen son ılık rüzgarlar ayaküstü balık keyfi..
Hayatta üstüne bu kadar sevebileceğim bir çocuk daha olamaz dediğim adam artık 22 yaşında..
Uzun süredir görüşülmeyen arkadaşlarla yemek kaçamakları ve sohbetler..
diye uzayan giden ve..
Ardıma bir baktımki gitmişsin bir el bile sallayamadan Ey Eylül..

14 Ekim 2009

..KARANLIKTAKİLER..


Fazlasıyla sarsıcı,gerçekci filmin sonlarına doğru olan sahnelerinden gereğinden fazla etkilenlerdenim..
Böyle sarsıcı çokda beklenmedik bir olayı tek başına yüklenmek zorunda ve mecbur bırakılan kadınlara bir kez daha çaresizce bakakaldım..
İzlenesi film.

09 Ekim 2009

..VİCDAN YALNIZ DEĞİLDİR..

...
Hangi ırktan, hangi dinden, hangi kültürden olursanız olun bir adam bir çocuğu dövdüğünde buna isyan edersiniz.

Bütün hayatımızı, bütün kişiliğimizi, bütün varlığımızı, doğuştan sahip olduğumuz bu özelliklerimizden hangisine sahip çıktığımız, hangisini besleyip büyüttüğümüz belirler.

Bazıları, kötülüklerini ve vahşetlerini sınırsızca kullanırlar.

Kendi kısa hayatlarını biraz daha iyi yaşamak, biraz daha zengin olmak, biraz daha güçlü olmak için başka insanları ezer, aşağılar ve öldürürler.

Bazıları, bu kötülüklere katılmazlar. Vicdanları buna izin vermez. Ya da kötü olacak cesaretleri yoktur. Onlar, kötülükleri tasvip etmez ama bu kötülüğe karşı da çıkmazlar.

Bazıları da, sadece vicdanlarını dinler, kendi çıkarlarından vazgeçer ve güçsüz olanları korurlar.

Kötülüğün ve vahşetin “mantıklı” bir nedeni vardır. Onlar bunu kendi çıkarları için yaparlar. Ve biz, kendi çıkarlarımız için yaptıklarımızın mantığa uygun olduğunu düşünürüz.

Vicdanın ve iyiliğin ise mantıklı bir nedeni yoktur.

Belki de bu yüzden Kant, “Ben yıldızlara ve iyiliğe şaşarım” demiştir.
İyilik, gerçekten de şaşırtıcıdır.
Doğanın canlılara yüklediği bencilliğe ve vahşete aykırıdır çünkü.
Tarih, mantıklı kötülüklerle, mantıksız iyiliklerin dövüşüne şahit olmuştur her zaman.
...
A.ALTAN

07 Ekim 2009

..OLMAK..


KENDİM OLMAK,
VE;
ÖYLE YAŞAMAK İSTİYORUM..

01 Ekim 2009

+ HEIDI'NIN SELAMI VAR..

Sadece çok özlersiniz..
Aradaki mesafeler bir türlü dinmez yüreğinde..

Aklın gitmelerdedir hep..

Yanında kendini iyi hissettiğiniz ender dostlardandır onlar; yerleri özel ve çok kıymetlidir..

Özel anlar yaşar insan bazen ve belki de sadece bir kez yaşar ve sen bunu ıskalamak istemezsin çılgınca yanında olmak istersiniz..

Şartlar el vermese bile orda olmak en doğrudur ve olursunuzda..

Sürprizdir bu gidiş aslında ve karşısında görünce ansızın seni en son sanki dün görmüş gibi yakın ama yıllardır görüşmemiş gibi sıkı sıkı sarılırsın..

Veda etmeye hazırlandığın şahane bir yaz tatilinin üstüne tadı çok yerinde bir dilim pastanın kreması gibi gelir onları görmek..

Gittiğin gibi yine doyamadan döner gelirsiniz..Daha soluksuz, zamansız zamanlarda görüşmeyi hayal ederek..

Ardıma bile bakamadan sadece el sallayarak öylece..

Müthiş bir deneyim daha yaşarsın özel bir izinle o şahane kadın bana kokpitte uçma şansı tanır..İki asker kökenli F16 pilotları eşliğinde İsviçre semalarından başlayıp Antalya da son bulan bir yolculuk yapmak çok heyecan vericidir..Her meraklı yolcu gibi onlar için sıradan ama benim için merak uyandırıcı sonu gelmez sorular sorarsın..
Tek bir kare fotoğraf çekemeden!!..
Kuş gibi süzülmek sevdiğin şehre bir de gökyüzünden bakıp bu kadar büyülü olmasına tekrar şaşarsın..Boşuna sevmediğini anlarsın bir kez daha..
Locarno/Ascona/
Ayrılığın sende bıraktığı sızıyı ve ardından yaşadığın o hoş deneyimden sonra yaşamayı istediğin şehrin sıcaklığı ve doyamadığın diğer güzel insanlar seni karşılar havalanında..Aslında kimselere haber vermeden o Akdeniz güneşinin kıskanılacak güzellikteki sıcaklığını tenine değdirmeden gri Ankara uçağının saatinin sessizce beklemeyi planlarken seni sabırsızlıkla bekleyen o şahane kadınlarla şenlenir birden öğle saatlerin.. yanında getirdiği hüznü unuttururlar sana bir çırpıda ve kaçırırlar seni kalan bir kaç saate inat Antalya'yı bir baştan bir başa.. sadece on gün önce ardında bıraktığın o şehri aylardır görmüyormuş gibi tekrar özlemle seyredersin, koklarsın havasını..Hızla geçen saatlere sohbetin ve kahvelerin eşliğinde veda edersin tekrar..Bir gün içinde bu kadar veda sıkar, boğulursun..Dönüş yolu içinde güzel şeylerde barındırırda ve sen artık bardağın dolu tarafıyla daha çok ilgilenmen gerektiğini bilirsin...

27 Eylül 2009

..ÖZLÜYORUM..

Bir gün posta kutunuza bir mail düşer..Ayrı kaldığın, iletişime geçmediğin her gün; için, dışın ama en çokta burnun sızlarken onu düşünmek elinden çok bir şeyin gelemediği anlarda kahrolacağını bilmene rağmen ama öyle olması gerektiği için mesafe koymak istersin koyarsında o an en doğru hareketin o olduğu vardır yüreğinde ve bilirsin ki o senin arkadaşındır ve eninde sonunda hiç bir şeye takılmadan ne yapmak istediğini bilir anlar sorgulamaz kendini her şeyden ve herkesten o kadar uzak ve farklı bir yerde tutar ki onun bu konforu bir başkadır..Bu mail bir mektuptur aslında ve hepsi paylaşılamasa bile onun benle ilgili neler hissettiğini bilmene rağmen satırlarda tekrar tekrar görmek nasıl da mutlu eder..burnunun sızısı okurken daha da artar gözyaşları da eşlik eder bir yandan..ne anlatmak istediğini nasıl da anlamıştır başka hiç bir şeye bulaştırmadan..varlığı yeri sanki bir kez daha sağlamlaşır ve bu sefer öteki beni görürsün onda..Aynanın aksi gibi..

Davası olan bir Kadın..
İdealist..
Gözlemci..
Analitik düşünen ve inandıklarını sonuna kadar savunan birisin..
Hayata bambaşka bir pencereden bakan ve gerekirse..............

daha nice sayamadığım erdemlerinin üstüne üstlük; nadide bulunan bir Arkadaşsın..
kişiye son derece onur verici bir duygusun..
" Arkadaş" ın kelime anlamı kitaplarda o kadar güzel ve gerçek ifade edilmiş ki,

sanki arkadaş'ın bir diğer bir anlamı KIYMET'miş gibi;
"Savaşlarda insanlar arkadan gelebilecek herhangi bir tehlikeye karşı arkalarını sağlam bir kayaya veya dağa dayarlarmış.
Arkalarını dayadıkları bu taşa arka taş, diyorlarmış.
Arkadaşlıkta buradan ortaya çıkmış..
Yani güvenebileceğin, arkanı rahatlıkla dönebileceğin, gözün arkada kalmayacak sağlam bir duvardır.."
çok ince, anlam yüklü ve kutsal bir Kelime bence..

arkadaşlık ; duygularda sadakat, sevgide içtenlik ve bağlılıkta daim olmaktır..
düşündüğünü, düşündüğü anda söyleyebilen,
düşündüğünü düşündüğün anda söyleyebildiğin,
düşündüğünde onun da seni düşündüğünü bildiğin kimsedir..
Birden tüm ışıklar söndüğünde ve tutunacak bir şey bulamadığında yanı başında seni tutan dır..
Ağlarken omzunu aradığın, beraber güldüğün, ölesiye sevdiğindir..
üç cümlede bir adını andığın, O giderken arkasından ağladığın, giderken ardında kalan, aslında yokken bile hep yanında hissettiğin..
derdini dinlerken çaresizlikten çıldıran,
hani en olmadık zamanda telefon açtığın, ondan haber almayınca oksijensiz kalmış gibi olduğun,
hakkındaki her şeyi duymazdan gelip sadece ona inandığın, onun hatalarını bir mantığa uydurmak için kafa yorduğun,
Kim?" denince ilk aklımıza gelen,
doğum gününü asla unutmadığın,
adını cep telefonunun hızlı aramasında en başa ilk tuşa kaydettiğin..
düşerken yanımızda olup kurtarsın istediğimiz, her düştüğünde tutmaya çalıştığımız..
Bunların hepsinde ortak nokta yanında olmasıdır..
arkadaş her zaman yanında olabilendir..
Sen benim Sağduyumsun..
her zaman ki gibi yine zorlanıyorum...........

tanem, ennn nadide arkadaşım, Canım,Kanım, Kardeşim, Kıymet' im , Değerlim benim..
senin şuan ki duygularını, tepkini o kadar iyi anlıya biliyorum ki..,bunu anladığım içinde aslında göstermiş olduğun tepkiden de dolayı sanki gizli gizli bir parça onur, mutluluk duyuyorum gibi gibi..
anlatılması çok tuhaf bir duygu.., ancak kardeşler arasında bu duyguları paylaşıla bilinir..
senin şuan yaşamış olduğun duyguların aynısını geçmiş zamanda tıpa tıp aynısını ben.....................yaşamış ve aynı hiddette tepki göstermiştim. seni tahmin bile edemeyeceğin kadar iyi anlıyorum ..
hiçbir zaman normal bir arkadaş için duyulmayacak, hissedilmeyecek duygulardır bunlar.
bu bir daha kanıtlıyor ki " sen benim; tanrı tarafından yaratmayı unuttuğu ......kardeşimsin.. "tanrı kardeş olarak yetiştiremedi seni bana, bu yüzden Arkadaş olarak lütfedi seni bana..
sen benim için çooook özel ve önemlisin.. insan bazen kardeşlerine kırıla bilir, kıza bilir ama benim sanıyorum buna yüreğim dayanmıyor prensesim..
sen benim yaşam destek ünitemsin..
senin hiç bir öğütün, desteğin, farkında lığımı hissettirdiğin hiç bir duygu, düşüncece boşa gitmedi..

hiç bir zaman bu saatten sonra beni hiç kimsenin üzmesine,.................
senin dostluğundan kendime çıkardığım keyifli bir payı; çok değerli, içinde çok şeyler saklı olan cümleyle çok beğendiğim bir sözle sana örneklemek istiyorum..bak, çok büyük mesaj yüklü bu cümlede.., ve ben o msj ı aldım, kullanıyorum ve uyguluyorum..

" İyi dostu olanın aynaya gereksinimi yoktur ..."

seninle geçirdiğim her dakika çok önemli benim için..

Seni seviyorum Kıymet'im..

21 Eylül 2009

09 ANTALYA IV

Gitme Sonbahar oluyorum...







16 Eylül 2009

..

Diyor ki;

Yaşamakta bir sanattır…

28 Ağustos 2009

+

Cok keyifli anlara taniklik etmek,
Sevdigim insanlarin unutulmazlarina sahit olmak,
Ozledigim dostlarima dokunmak icin..
Heidi'nin ulkesindeyim..

20 Ağustos 2009

09 ANTALYA III

Nar beach bistro

Akdeniz mutluluğumun sesi olur musun?

18 Ağustos 2009

09 ANTALYA II









Basit yaşıyorum, takmadan takılmadan beni önemseyen insanların tadını çıkarıyorum, kendi sorumluluğumun dışında hiç kimsenin sorumluluğuyla ilgilenmiyorum..dışarıdan bakıldığında bencilce görünse de beni çok hafifleten bir süreç..belki böyle devam eder belki de bir ara biter..
bilmezlik ne güzel..
Yaşamımdaki tüm değişimin adını da buldum üstelik!!