29 Nisan 2011

..İYİ GELMEZ Mİ?..

Bulutların göz yaşları hala dinmesede, baharın o esintili rüya gibi havası hala biz Ankara da yaşayanlara göz kırpma cimriliğinde olsa da Akdeniz'in rüya şehir Antalya'nın ruhunuda yanına kapıp getiren arkadaşımla güne sıcak bir aile sofrasında kahvesi, çayı bol yarınlara dair sohbetli başlamak iyi gelmez mi?..
Bel ağrımın tavan yapmasına rağmen özlediğim bir öğlen keyfini tadı da, sunumuda yerinde bir çikolatalı pasta eşliğinde margaritayla Cafemiz'de başlamak iyi gelmez mi?
Kısa zamanlara çok şey sıkıştırma aceleciliğiyle ablamın keyifli konukseverliği ve leziz mantısını kendimiz kaybederek yemek iyi gelmez mi?
Çarşı pazar derken akşam saatlerini iyi bir et yemek için Butcha'da almak iyi gelmez mi?
Yemek sonrasınıda Yasmin Levy konseriyle bitirmek iyi gelmez mi?
Olmayan güneşe, yağan yağmurlara tüm özlemlere tüm beklentilere halledilmesi gereken sonuçlanması beklenen onca soruna rağmen iyi gelmez mi?..
Gelir...
Hem de nasıl iyi gelir...
Kısada olsa da nefes oldun, moral oldun bana... İyi geldin, hep geldiğin için..

Tık: http://fizy.com/#s/16o1jk Yasmin Levy- Me voy

25 Nisan 2011

..NEREDE KALMIŞTIK..


Uzun yıllar ara verdik görüşmelerimize Antalya'da başlayan ve orada yaşarken tanıştığım elini sıktığım ilk 3 insandan biridir.. Ara verdiğimiz uzun yıllara ilkin telefonla son vermiştik..Ardından neden görüşemediğimizin nedenini, niyesinin açıklamaları heybelerden döküldü bu yaz ortak arkadaşımızın evindeki geçirdiğimiz 3 gün 3 gece ki beraberliğimizde..
Eski arkadaşlıklar içinde başka değerler taşır. Anlarsın onu, o da seni anlar çok söze de gerek kalmaz çoğu zamanda.. Son kurduğun cümlenin devamı geliverir sohbetin akışında.. Kıymeti oradadır belkide..
En son da bir günlük İstanbul seyahatimde beni konuk etmesiyle kalan cümlelere devam etmeye başladık... O şimdi önemli bir vakfın TESYEV'in Genel Müdürü.. Yaptığı, yapacakları o kadar önemli ki..

22 Nisan 2011

..BAYILMIŞIM KENDİME GELDİĞİMDE KIRK YAŞINDAYDIM..

Kitap evlerinin en güzel yanı kağıda dokunmayı sevenler için yakınlıktır yüzlerce yazılı kelimelerin farklı ciltlerdeki ortak diline.. Dokunursun iki satır okursun yazı puntosuna bakarsın yazarın kimliğine şöyle bir göz atarsın ya seni alır ya da beni bırak der..İşin sırrı nedir seni neresi yakalar o kitabı almak için hala bilmem.. Tesadüfleri seven biri olarak bir yerlerde kitabın eleştirisini okumadan tanışmaksa en keyiflisi en duru zihinle buluşmak kitapla..Bu kitapla da öyle oldu bu sefer adı çağırdı beni kapak tasarımını fazlaca sıradan bulsam da..

12 Nisan 2011

..HAYDİ KAR(AR)INA KOŞ..

Ankara Devlet Tiyatrosu oyunu Haydi karına koş
Bir adamın apayrı özellikte ki iki kadını (oyundaki gibi) aynı ayarda sevebilme, kaybetmek istememe ihtimalini asla anlayamıyorum..
Hayli eğlenceli temposu yüksek bir oyun..

11 Nisan 2011

..

Evren sesimi duymuş onlarca Leylek gördüm hem yerde, hem hava da.

09 Nisan 2011

..

Gelenekselleşen kahvaltı sonrası derdimiz neyse!?
Antalya'm yaşamımda gidiş ve geliş tarihleri belli olan zaman aralığına sıkışmasını hiç sevmesem de orayı solumak yaşamımın en heyecan verici taraflarından biri..

Hava da Leylek görünce çok gezeceğine inananlardan değilim ama ne çok oldu Leylek görmeyeli.. Artık göç mü etmiyorlar ben mi gökyüzüne bakmaz oldum..
Bir gün ansızın tanışıp saatlerce biriyle konuşmak istiyorum beni hiç tanımayan yargılamadan dinlemeyi bilen biriyle..
Bit pazarı dolaşmak istiyorum.. Yaşanmışlıklarını, yaşanılanların izlerini çözmeye çalışarak..
Müze gezmek istiyorum Ankara da kalmadı.
Daha çok konsere gitmek istiyorum..
Mutfak duvarımı kara tahtaya boyamak, üstüne unutulası her şeyi not etmek için..
İlginç yazı baskıların olduğu tişörtler bulmak istiyorum..
Kendimi güneşe sermek üstüne de bronzlaşmak istiyorum..