29 Nisan 2008

..KARAKÖY BÖREĞİ..





Hep merak ederdim..bu Karaköy böreği de neden bu kadar sevilir diye..Kızılay Meşrutiyet’te bir ahbabımızın pastanesi var Filiz diye..geçenlerde orada pastanenin ikinci kuşak sahiplerinin eşi ve ablam çok yakında yıkılıp yepyeni bir görünüme kavuşacak kuruluşu çok eski yıllara dayanan bu pastanede çay içerlerken bende uğradım..Her Kızılay'a gidildiğinde bir uğranır merhaba denmedende geçilmez.. her merhaba karşılığındada hangi ara önünüze konduğunu bilemediğiniz kocaman bir pasta dilimiyle karşılaşırsınız ve yine fark edemeden çoktan pasta tabaktan bünyeye intikal etmiştir bile…

Pastanelerde çalışan pastacıların mesaisi gecenin sonlarına başladığından biz henüz uykunun derinlerindeyken onlar bizim sabah çaylarımızın yanına yememiz için o muhteşem lezzetleri hazırlıyor oluyorlar..yine biz sabah mahmurluğu yaşarken onlar çoktan fırından yeni çıkmış mis kokulu ürünleri sıra sıra dizmiş oluyorlar bile...

Adı nerden gelir bilmem ama o gün böreğin yapılışına tesadüf ettim,yapılışını izlemek çok keyifliydi..o nasıl bir incelikte hamur inanılır gibi değil..elinde havada sallarken ne zaman yırtılıpda yeri boylayacak diye beklerken o her havadaki sallanışında dahada bir inceldi..banada böylesi bir izleme keyfi çıktı..
( Atilla İlhan'ın bir eserinde pastaneden bahsettiğini okumuş uzun zamanlar geçirdiği bu mekan bana çok daha anlamlı gelmişti)

24 Nisan 2008

..AĞLAMAK ve GURUR..

Daha ne kadar ağlayacağım bilmiyorum..
bu çocuk beni hep şaşırtıyor..Hayatta hep özgüvenli bir çocuk yetiştirmek istedim bu benim için çok önemliydi bunu başardım..
Müthiş bir çocuk kendinden küçükleri çok seven, koruyan ,kollayan arkadaşlarına ve büyüklerinede bir o kadar zarif nezaketli ve çok saygılı bir çocuk oldu..Ergenlik döneminin en tavan zamanında olmasına rağmen asla bizi mutsuz edecek bir zorluğu yok..Yaşam ona karşı cimri davrandı ama o bunu umursamıyor bile..
2 yaşından beri kreş ve anaokuluna giden her müsamerenin içinde olan ve hep beni şaşırtan adıyla müstesna çocuk sana Tutkunum..boyun beni geçsede sanırım hep beni gururlandırıp ağlatacaksın..

Yalnız başına Zeybek oynadı dakikalarca..olağanüstü bir Efe'ydi..Benimle beraber ağlayanlar oldu dakikalarca alkışlandı..

Ardınadan grupla beraber oynadılar..

Çok sevdiği ve hep destek gördüğü çok yakın onun tabiri ile dostları..Erim ve Urungu


Bütün aileler çok gurur duydu ama en çok ben duydum :)


Tutkun'un hayatta en sevdiğim insan dediği teyzesi İnci ona tam bir beyefendi gibi davranıyor..Ve müthiş okulumuzun olağanüstü ilköğretimin müdiresi Özlem Nas hanım..
Bu şahane okulun kurucularından Münevver Özekin hanım..
Tutkun'un eğitiminde çabalarını,samimiyetlerini ve desteklerini esirgemeyen hocalarıma sonsuz teşekkürler..
OKULUMUZ:Kolej Erken Başarı

15 Nisan 2008

AKILDAKİLER..



Bir yandan bahar bir yandan sürekli aksi giden bazı işler ve sonsuz bir hız da geçen durdurulamayan zaman..sürekli geç kalma hali yetişememe paniği..
her gün mutlaka spor uzun uzun- ardından az ama sık yenmesi gereken atıştırmalar ret edilemeyen ama mutlak ara verilmesi gereken tatlı..hava da güneş elimde külah olmalı içinde çikolata parçalı kakaolu vanilyalı kocaman dondurma ısırarak yemek gerek yemek gibi sanki..hiç bitmeyecekmiş gibi hiç doyulmayacak gibi..mümkün olsa Akdeniz dondurması yesem olmadı bari Sim'in dondurması olsun..külahın içi hınca hınç dolu olsun ama illaki..herkesin dileği gibi hani yesem yesem hem şişmanlamasam hem sağlıklı olsam.. starbucks dan yaz kış java chip chocolate içsem tamam cremasını koydurmasam..
akıldan geçen bir iki proje..yola koymak gerek ama aksiliklerde peşini bırakmıyor..
bedeni hor kullanmak mı yoksa genetik miras mı bilmem ama vücudumun tam orta yeri sinyal vermekte acı acı..ne demek istediği anlaşılacak bir kaç güne..ama hisler iyi alamet yok diyor..ben nasıl feragat ederim yüksek topuklu pabuç giymekten..pazarlık yapacağım giymesem olmaz diyeceğim..hem benim düz pabucum hiç olmadı ki..

04 Nisan 2008

"KİBRİT KUTUSU" A.KADİR B


Tüm geçmişinizin bir ‘Kibrit Kutusu’na sıkıştığını düşünün!Hepimizin iyi ya da kötü bir geçmişi vardır; belki çok sıradandır, belki heyecanlarla doludur; belki şöyle, belki böyle…Beklenmedik bir zamanda tüm geçmişinizin silindiğini düşünün; çocukluğunuzun, gençliğinizin, işinizin, ailenizin, dostlarınızın, düşmanlarınızın..Ve kendi kendinizin detektifi olarak silinen geçmişinizin peşine düştüğünüzü düşünün…Zor iş!... Büyük bir macera!…Bu maceranızda karşınıza çıkan ‘Kibrit Kutusu’nun içinde ne olduğuna bakmaya hazır mısınız?

YENİ BİR YOLCULUK YEPYENİ BİR HEYECAN..

RAFLARDA ALDI YERİNİ YENİDEN..

TANIMADIĞI İNSANLARIN YAŞAMINDA YEPYENİ SAYFALAR AÇACAK BELKİDE..

ÇOK İNSANLA BULUŞMAK EN ÇOK İSTEDİĞİ..

GENÇ BİR KIZ GİBİ BEĞENİLMEK İSTİYOR..

ÇOK İNSAN ONA DOKUNSUN İSTİYOR..

SIRASINI BEKLEYEN YENİ ROMANLAR VAR DAHA..

AMA ŞİMDİ SIRA BİTİMSİZ YOL DA OLDUĞU GİBİ KİBRİT KUTUSUNDA BU YOL UMARIM HEYECAN DOLU BİR YOL OLUR..VE UMARIM DOKUNDUĞU HAYATLAR ÇOK SEVER ONU..

02 Nisan 2008

..DÜŞÜNÜYORUM O HALDE VARIM..


*Düşünme Özgürlüğü..
*Düşünce
*Özgür Düşünce


DÜŞÜNMEK
*Üretmek
DÜŞÜNCE
*Eylem
ÖZGÜR DÜŞÜNCE

Özgür düşünceye giden yolda bazı kavramları birbirine karıştırmamak gerek.


1.Düşünmek..Herkes istediği şeyi istediği biçimde ve platformda düşünür.Buna hakkı vardır ve bunun adı Düşünme Özgürlüğüdür..


2.Düşünce..Düşünce kavramı insanın düşünerek ürettiklerine düşünce denir.Düşünce özgürlüğünde insanın düşünce üretip başkaları tarafından sınırlandırılmamasıdır.


3.Özgür düşünce..Özgür düşünce ise insanın batıl inançlardan doğmalardan bağnaz düşüncelerden bilimsel yöntemlerle arındırılmış düşüncenin kendisidir..