Uzun yıllar oldu görmeyeli seni.. Az tanıdım ama çok sevdim.. Sevdiğim insanların dostuydun, arkadaşım oldun.. Zaman çok görüşmemizi sağlayamasa da arkadaşlığımız dostluk kıvamında büyüttü kendini.. Sen denizlerde biz karalarda geçirdik geçen onca yılları sen Üniversitede hoca oldun biz karadan denizlere çıkmak istedik pervasızca.. Bir 48 saat kopalım dedik.. Dedin ki ne kostüm getireyim? İncelikli zekânla! Ne gerek var dedim kostümlere; ast olan üstümüze bezediklerimiz değil ki!.. Yapamadık yarınlara, umutlara başka zamana kaldı! ama yapılacak biliyorsun, biliyoruz..
Seni önemsiyor ve seviyoruz..
gelemedim Antalya’ya
ama 48 saat aklımda unutmadım.
çok bekledik
zaman göreceli nasılsa yaparız bir ara!
geleceğim
evet ama çok renkli olmalı
meleklerden ve şeytandan uzak
: )
ben artık önüme ne gelirse yaşayıp geçiyorum Efdal
harika bende öyle yapmaya çalışıyorum ama inan içimdeki fantezi ve delilik yapma zenginliğim dop dolu..
şahane
ömrümün 16 yılını denizlerde harcadım içimdeki yaşam sevincimi avutarak. Ama artık trenler çok hızlı..
çok hızlı değil mı hakikaten ya
yetişememek korkusu sarıyor.
muhtemelen çoğuna da yetişemeyeceğiz!
tek kişi koşarsak yetişemeyiz ama birkaç kişi bir olur isek çoğuna yetişiriz.
şahane bir cümle, içerik dolu
anlat keyfin nasıl?
keyifler pek iç açıcı değil kafes altın suyuna batırılmış gibi duruyor sadece
ah Efdal gelmeliydin ne edip
iyi gelecekti bize de
sana da
neyse geçti ama iç çekmeden de olmuyor işte
neler yapardık neler
biz de zaman zaman dip yaptık seni çok andık
sağolun. delilik ve çılgınlık yapardık
belki de sakince otururduk bilemiyorum ki bu bir enerji işte
an ve an değişen
fantezi yapardık, gülerdik ağlardık. şiirler okurduk. terlerdik
sen başlardın yumuşak sesinle "hic kimsenin yağmurun bile böyle küçük elleri yoktu " şiirine
hayat pınarından su içerdik zümrüt yeşil yosunlardan süzülen
hayat ne sunarsa
sunduğuna da sonsuz şükrederek
şarap içerdik bardaksız tek şişeden
sarhoş olmazdık...
çakır keyfi iyi gelir bize
yorulurduk
esnerdik ama uyumamak için de çaba harcardık
sizi bu büyülü kelimelerle sarıp kim bilir ne serüvenlere çıkarır, sizlere neler yaşatırdım.
48 saat yeter mi?
olmaz değil ya nasılsa olur, hayat arşivine atacak gün ve geceler yaşanır.. hatırladıkça insana iyi gelen
ar damarımızı çatlatıp içinden ne akacak o'na bakardık
daha sözler dans ediyor satırlarda. Ya dokunuşlar, uyuyan çocuğun kulak memesine
ya da bir mermer heykelin teninin pürüzsüzlüğüne ne demeli.
ama gülmez onlar, bilmez onlar, acıkmaz, susamaz, ve en önemlisi hissetmez.
ama olağanüstüdür dimi büyüler dimdik halleriyle
gece karanlığında denize girmenin verdiği ürpertiyi duymalısın başta ve daha sonra da serinliğini hissetmelisin iliklerinde
yaşam birazda tedirginliklerle dolu
tedirgin olmak “çözme” anı
bunca söze kendime kahve yapmakla çözdüm
sana da yapmak isterdim
hoş geldin kahvesi mi? yoksa iyi ki buradasın sabah keyfi kahvesi mi?
ama içtim ben sağ ol
ben deliyim bunu da biliyor musun?
deliliği dahilikle eş değer bulurum ve bunu severim
o zaman arka masaya komple meyve
YAŞASIN
KAHVEN ŞEKERLİ Mİ
orta halli
ŞEKERLİ OLMASINI İSTERSEN TATLI TATLI FİNCANIN İÇİNE BAK HEM TATLANIR HEM DE BENİ GÖRÜRSÜN KARA KAHVENİN İÇİNDE BEYAZ DENİZCİ KIYAFETLERİMLE SANA EL SALLADIĞIMI
kıyamam
beni yanlışlıkla içersin diye mi?
içimizde olan birini içmek mümkün mü adam
sağ olasın sana da Efdal
kendimi sende iyi hissederim..
2 yorum:
harika,harika sevgili kıymet çok sevdiğim,ilk gittiğimde büyülendiğim Amasrayı öyle güzel anlatmışsınızki kendimi yeniden orada hissettim...yüreğinize sağlık
MEHTAP..
TEŞEKKÜRLER..
Yorum Gönder