18 Ekim 2009

..HEY EYLÜL NE ARA GİTTİN SEN..

Farketmeden geçen bir zaman dilimi var yaşamımda şu ara..
Hey Eylül ne ara gittin sen?

Kuzenlerimle yaşanan her anın ve yemeklerin keyfi sonsuz..

Canım kardeşlerimle rutin yemeklerimiz..
Ait olduğum topraklarının gençleriyle dinamik bir gece..
Bulgaristan Elçiliği Kavaklıderem Der.ortaklaşa düzenlediği Gül gecesi..
Güneşin son göz kırpmaları tene değen son ılık rüzgarlar ayaküstü balık keyfi..
Hayatta üstüne bu kadar sevebileceğim bir çocuk daha olamaz dediğim adam artık 22 yaşında..
Uzun süredir görüşülmeyen arkadaşlarla yemek kaçamakları ve sohbetler..
diye uzayan giden ve..
Ardıma bir baktımki gitmişsin bir el bile sallayamadan Ey Eylül..

5 yorum:

AYTAC dedi ki...

Yine güzel, lezzetli, keyifli an'ları paylaşmak;;
anı yaşayıp bir insanla ortak olan lügat’ınıza kelimeler eklemek;
ilişkinin artık evrimleşmesini , ima edilen şeyin tek bir kelime ile ya da tek bir bakış ile anlaşılır hale gelmesini sağlar..

Yılları saymayın, anları sayın. An’ı yaşayın..

Dünya tatlısı Kıymetlim benim; ennn güzel, ennn keyifli an'ların henüz yaşamadığın an'ların olsun ..

uctemmuz dedi ki...

her zamanki gibi güzel bir Kıymet gördüm, hoşuma gitti.:)

ALACATI dedi ki...

Eylul gitmis ama arkada ne guzel yasanmis kareler birakmis, yine hersey harika gorunuyor...
sevgiler...

dipsiz kuyu dedi ki...

En uzun günün 21 Haziran, en uzun gecenin 21 Aralık olduğunu anlatan öğretmenimin kulakları çınlasın...

Lakin on yıl öncesinin en kısa günü, bu günün en uzun gününden daha uzunmuş gibi...

Şimdi geriye dönüp baktığımda, her gelen yılın eskisinden daha kısa olduğunu, vıınnn hızıyla geçip gittiğini görüyorum; göz açıp kapayana kadar günler aylara, aylar yıllara dönüşüveriyor; bu işin hesabını bilen varsa, bize de anlatsın...

Örneğin;
Beş yıl sonraki yıl, bu yıldan ne kadar kısa olacak?

Biraz daha zorlasak bir yılın içine üç-dört yıl sığdırabilir miyiz?

Vs...

Kirli dedi ki...

...belli ki keyifli geçiyor günlerin bittiğini anlamadan...