28 Şubat 2008
22 Şubat 2008
..SÖZ UÇMUŞ YAZI KALMIŞ..

…Diyordu ki sevdiğim aklımın yarısının kaldığı özlemim Antalya'da yaşayan (henüz tanışamadığım sevgili) Beyhan özel günleri kartla kutlama geleneği başlasın şu kadarcık bir şey alamadım,veremedim diye üzülmesin kimsecikler..
Pek doğru ifade etti..alınan,verilen o gün o zaman dilimi için önemli olan özenle alınmış yapılmış hatıra bazında kalmasını arzu ettiğimiz ne varsa kıymetini yitiriyor (sanki) zamanla..hele benim gibi yenilikçi biri iseniz işiniz zor..verdiğim bir armağanın benim için verildikten sonrası beni hiç ilgilendirmez...verdiğimin takipçisi olmam ona gösterdiği özen doğrultusunda o verdiğim kişinin değerini belirlemem.. bu artık kullanıcının inisiyatifindedir..yaşamlar, görüşler hızla değişiyorsa sorgulamak saçma olmalı..ama var ya bir laf söz uçar yazı kalır..işte bu tam benlik bir durum bugüne kadar aldığım yazılı ne varsa sakladım bir kutuda..çok kıymetlidir ve verenin çok kendindendir diye düşünürüm..işte bu yüzdendir ki verilen armağandan çok iliştirilen kart değerlidir benim için..ast olan yazıdır..o yazıyı da sunacağın kağıdın özenle seçilmiş olması daha anlamlıdır..ayrıca şunu da hiç anlamamışımdır sırf bu tabi bir yerin açılış yada kutlanış çiçeğinden bahsetmiyorum..özel gününü hatırlatan sekreterin yada telefon ajandasının alarmıyla çiçekçiyi arayıp şu adet ve bilmem ne çiçeği hazırlattırıp ön yüzünde çiçekçinin reklamının olduğu kağıt parçasına çiçekçi yamağının eczacıdan beter bir yazı şekliyle telefondan aldığı talimatlı duygu ifadelerini çala kalem yazmasıyla gelen çiçeklerde beni hep hüzünlendirmiştir..
o nedendir ki kart yazalım arada bir de olsa..bazı mailler geliyor ya hani posta kutumuza seni düşünüyorum o bu diye maili geri atarsan seninde beni düşündüğünü düşünürüm falan diye zırvalayan..fenalık geliyor madem meraklısın hazır bir postu yollayıncaya kadar iki satır niye yazmazsın..uzar gider..
neymiş söz uçarmış yazı kalırmış..en azından sen yok edinceye kadar..
19 Şubat 2008
..BOŞLUK, HİÇLİK, YOKLUK..

Bazı hayatlar ‘TEK’ kişiliktir…
yalnız doğar insan..herkes kendi yaşam hikayesininde kahramanıdır.. yaşadıklarındır seni sen yapan ve şekilde alırsın zamanla...yaşadıklarının bıraktığı izlerse sanadır sadece..izlerin sende bıraktığına bir bakarsın ki ‘insan' olmuşsun...ardında canın yanmaya başlayınca da anlarsın ki!!! büyümüşsün...acıtmaya meraklı o kadar insanı görünce de şaşarsın..sen büyüdükçe yaşam hikayende renklenir, hikayenin tek kahramanı olmak ağır gelir.. paylaşmak istersin...acıyla karışık seversin birini...sanırsın ki paylaştıkça azalacak acılar..azalır da aslın da omzunda ki yük; içindeki ağırlık.. paylaştıkça azaldığı inancına o kadar çok kaptırırsın ki kendini..yaşam hikayenin içinde ki en özel sayfaları istesen de yırtıp atamadığın,bir türlü koparamadığın o sayfaları..sen kaparsan da kendiliğinden açılan sayfaları anlatır büyük bir özenle muhafaza ettiğin seni sen yapan anları paylaşırsın defalarca.. paylaşmak o kadar hafifletici gelir ki unutursun yaşamın aslında 'tek' kişilik olduğunu...ve bir bakarsın tekrar canın yanmaya başlamış...ve hatırladığın bu bildik duyguyla kendine gelmeye çalışırsın.. bir bakarsın ki paylaştığını düşündüğün süreç de aslında senin yaşanmışlıkların yok sayılmış..senin yaşamına senin haberin olmadan dahil olunmuş..ve senin hikayeni başkası yazmaya başlamış..
14 Şubat 2008
..ADSIZLIK..
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen..
N.HİKMET R.



ADSIZLIK..
KİMLİKSİZLİK..
SADECE KAFASININ ÜSTÜNDE UZAYAN TÜYÜN
VE BEDENİNDEKİ YERLER İÇİN KESKİN BİR İTHAM' A SÜRÜKLENEN..
YARADAN DAN SONRA VAR ETMEYE SAHİP OLAN BİR VARLIĞA..
YASAKLAMA YOK ETME ZİHNİYETİNDEKİLERİ DÜNYAYA GETİREN ONLARA YAŞAM HAKKINI TANIYAN VARLIĞA..
ŞU YAPILANLARA BAK..
ANCAK BEDENEN VE FİKREN KENDİ KENDİME KORUYACAKLARIMI KORUYAMAYACAĞIMI SANAN VARLIKLARINA SEBEP OLDUKLARIM ŞİMDİ BENİ, BİZİ BİZLERE SORMADAN FİTURSUZCA KENDİ KANLI, AHLAKSIZ ANLAYAŞLARINA LEŞ ETMEYE ÇALIŞIYORLAR..
AMA HER ŞEY DEN DAHA DA KAHREDİCİSİ BUNA İNANAN KADINLAR..
VARLIKLARINI ANCAK ONLARIN ARACILIĞIYLA OLABİLECEĞİNE KANDIRILAN KADINLAR..
HİÇ Mİ DÜŞÜNMEZSİN SENİ YARADANIN ONU DA YARATICISI OLDUĞUNU VE YARATTIĞI BU VARLIĞADA AYNI BEDENİ VE AYNI ZEKAYI VERİRDE SENİ NEDEN "GÜNAH KEÇİSİ" YAPAR HİÇ Mİ DÜŞÜNMEZSİN?..BURADA KANDIRILDIĞINI HİÇ Mİ FARKETMEZSİN..DİN ADI ALTINDA YAPILANLARIN SADECE SANA YASAK GETİRDİĞİNİ HİÇ Mİ GÖRMEZSİN!!!!!
İÇİM YANIYOR İÇİM..
AHHH ELİF ANALAR BU TOPRAKLAR HANİ KAFALARI KANDIRILMIŞ ELİF'LERE GEÇTİ..
11 Şubat 2008
..MİM..
birinci mim Olsam'lar.. bunu resimlerle anlatmalı....
(..yiyecek,müzik aleti,mevsim,kıyafet,ayakkabı..)

İkinci mim hakkımda bilinmesini istediğim 7 şey..
1.Emir almaktan,bir şeyi yapmaya zorunlu bırakılmaktan ve iradem dışı benimle, yaşamımla ilgili karar alınmasına tahammül edemem inanılmaz sinirlenir ve agresif olurum..
2.Mutlu uyananlardan olmayı çok isterdim ama maalesef huysuz uyananlardanım..
3.Gergin ve sinirliyken kimseyi görmek istemem yalnız kalmak ister ve telefonlara asla cevap vermem..
4.Depresyondayken saatler boyu uyurum..
5.Yavaş davranan yavaş hareket eden ve düşüncesizce konuşanlardan nefret ederim..
6.Aptallığa ve akılsız insanlara tahammül edemem…
7.Küfürlü konuşmaya küfrün yakıştığı ağızları severim..
falan filan uzar gider…
bende mim'leri yolladım Özlem'e..03 Şubat 2008
..BÜYÜLÜ LEZZETLER..
Geçen hafta Ankara'ya ardı ardına açılan Alışveriş merkezlerinden bir yenisi olan Minasera avm Çayyolu Bıg Chehfs de arkadaşlarımızla otururken ustamı gördüm yeni yerde de belli günler kurs veriyormuş.. Ankara'da pastacılık öğrenimi konusunda gidilebilecek en iyi ustadır..
Uzun zamandır gitmiş olduğum pastacılık kursundan öğrendiklerimden birini hep paylaşayım istemiştim ama bir türlü olmamıştı..Ustamı görmek vesile oldu..
Benim tuzlularla aram tatlılara nazaran hep daha iyi olmuştur..
Tatlının ne kadar enfes bir şey olduğunu sigarayla vedalaştıktan sonra anladım ve keşfettim..
Şimdide kendimi alıkoyamıyorum.. Ama benim her zaman tek favorim dondurmadır .



MEYVELİ PANCAKE
250 gr un
250 gr süt
150 gr krema(likit)
3 adet büyük yumurta
65 gr toz şeker
Biraz tuz
Biraz vanilya
10 gr kabartma tozu
1 adet limon rendesi..
1.Un elenir (Şemsettin ustanın üzerinde durduğu bir konu mutlaka un elenecek)
2.Süt ve krema birbirine karıştırılır ve una ilave edilir
3.Yumurtalar karıştırarak ilave edilir.
4.Toz şeker,biraz tuz,vanilya ve kabartma tozu ilave edilir karıştırılır..
Hazır olan hamur buzdolabında 10 dakika dinlendirilir..Daha sonra tava ısıtılarak sostan 1 kepçe dökülür yuvarlak olmasına dikkat edilir.
5.İşlem bu şekilde devam eder sonra Pancake’in ortasına krem patisserie sıkılır üzerine meyve konur krem şanti sürülür..Bu işlem 3 kere devam eder ve üzerine sos dökülür..
