24 Şubat 2009

..TÜM İŞİTME KAYIPLILAR ADINA TEŞEKKÜRLER..

21.yy 'ın Türkiye'sinde İşitme kayıplılar için birçok imkanın engellendiği günlerin birinde, birçok gönüllü insan bu gidişe "Dur!" dedi. Devletin imkanlarını seferber edemediği basit konuların çözümü, birçok duyarlı kişilerin harekete geçmesine sebep oldu...Geçen haftaki yazımda, filmleri altyazılı izleyememe sorunumuzdan bahsedince, ben de harekete geçtim.Rtük,Trt, İfsak,Sesam gibi birçok kuruma durumumuzu izah eden mailler gönderdim.Biraz daha detaylı araştırınca Türkçe filmler için bir projenin zaten başlatıldığını ve 50'den fazla filmi sadece bu amaç için çevirdiklerini gördüm...Kimden mi bahsediyorum?Divx Planet 'teki gönüllü çevirmenlerimizden...Sorduğum bir yığın soruya içtenlikle cevap veren,yol gösteren Selçuk Bey'e,Monte Kristo'ya ve bu projede yer alıp filmleri bizler için çeviren tüm çevirmenlere, herkes adına teşekkür ediyorum...Bizler için altyazı neden gerekli?Gerek televizyonda gerekse sinemada işitme kayıplı ve sağırlar için Türk filmi izlemek çok zordur.Kuvvetli dudak okuma kabiliyeti olan kişi için bile , oyuncuların sürekli hareket halinde olması nedeniyle neredeyse imkansızdır.Bizler,yıllardır Türk filmlerinden yoksun olarak büyüdük...Yaşıtlarımız hababam sınıfı,pinokyo,heidi,clementine,hayat ağacı gibi filmlerle büyürken biz sadece ekrana bakmakla yetindik...Gerçi ben şanslıydım, sesli film izlemeyi seven anneannem, saniyesinde tekrar ederdi cümleleri.Annem ise ben sormadan başımı okşaya okşaya anlatırdı konuşmaları,babacım ve kardeşlerim de özet geçer tüm merakımı giderirdi.İşte bu yüzden; altyazılı bir film, işitme kayıplı için kulak vazifesi görür.Altyazıyı nasıl indireceğim ve kullanacağım?İzlemek istediğiniz film; vizyon filmi de olabilir,eski filmlerden de olabilir.Yüzlerce film altyazısının bulunduğu Divxplanet'te arama yapıp, filme ulaştığınızda Türkçe Bayrağı görüyorsanız altyazısı hazır demektir.İndirdiğiniz altyazıyı film ile birleştirme aşamalarını kılavuzdan takip edebilirsiniz.Elimdeki orijinal DVD'ye altyazıyı yükleyemez miyim?Tabii ki yükleyebilirsiniz,bunun için birkaç programı indirip, anlatılanları uygulamanız yeterli olacaktır.Şu an hangi altyazıları indirebilirim?Değerli çevirmenlerimizin tamamlamış oldukları filmlerin listesine şuradan erişebilirsiniz.İşitme kayıplı çocuklar için film eğlencesi;
Avatar
Niko
Sünger BobBu listedekilerin haricinde istediğim film olursa?Talepleri ve önerileri dikkate aldıkları bir sayfa var,oraya görüşünüzü yazarsanız sonucu mutlaka yazacaklardır.Eğer çocuğunuz veya kendiniz için eğitsel programlardan istedikleriniz varsa onları da iletebilirsiniz.Yorumlarda ve maillerde ben de gönüllüyüm diyen tüm arkadaşlarıma,beni okuyanlara;İşte size büyük fırsat!Yapmanız gereken tek şey bu projeyi blogunuzda yayınlayarak herkesin haberdar olmasını sağlamak.Toplumsal duyarlılığınızı gösterebileceğiniz bu davranışla,böyle birşeye ihtiyaç duyan işitme kayıplılara sizler de ulaşın.Eğer blogunuz veya siteniz yoksa üzülmeyin.Mail grubunuzda bu yazımı dolaştırırsanız emin olun ki binlerce işitme kayıplı çok sevinecektir,çok mutlu olacaktır...Katkılarınız ve destekleriniz için teşekkürlerimi borç bilirim...
Sevgiyle,Delfina.
tüm kayıplı kişiler adına teşekkürler sevgili Delfina..

22 Şubat 2009

BUGÜN OLDUĞU GİBİ..

Kışın yaşanan rutin bir Pazar sabahı;evin küçüğü Chelsea’nin kaleci olma hayalleriyle spor saatlerini geçirmekte.. küçüğün ebeveynleri yine kahvaltı telaşında her hafta rutin tekrarlanan havanında durumuna bağlı olarak orası mı burası mı olsun seçimi.. nihayetinde güneşin göz kırpmalarına, mekanında Söğütlü Bahçe ismine kanılıp köy kahvaltısı yapma hayalleriyle girdikleri bir bahçe brunch ından mutsuzca ayrılırlar…


Ev ahalisinin saatler sonrası bir araya gelip soğuk Ankara hafta sonlarında açık hava ve saf oksijenden yoksun filtrelenmiş hava akımının yapıldığı büyük şehrin her bir yerinde mantar gibi çoğalmış bol bol elektrik yüklenildiği büyük AVM lerin birine araba park etmeye dakikalar harcamak ve izlenecek filmlerden birine karar verilmesi, film sonrası renklerin ve harflerin uçuş uçuş olduğu D&R gezisinden sepete eklenen film,kitap,pc oyun alışverişi.. herkes aldıklarına şöyle bir göz atmak için verilen kahve molaları ardından büyüklerin daima Çin yemeği tercihine her zaman fast food la cevap alan biz ebeveynlerin şaşkın ve anlayamaz bakışları.. gündemde varsa birilerini kısa bir ziyaret (ki bugün sekteye uğradı)..ardından pazar günü klasiği haline getirilme(me)ye çalışılan fırında balık+lig tv maç..ve günün sona erme saatlerinin başlaması..
Bazen bu rutine güzel şeylerde değer..
Bir yazarın imza gününe rastlamak gibi…
Bazen sevdiğiniz, bazen de hiç sevmediğiniz kitaplarının satırların insanına sımsıcak hoşgeldiniz demek..
Tuna Kiremitçi'ye yazdığı son kitabı “Küçüğe bir dondurma” yı imzalatırken; yanınızda bulunan evin yazarı A.Kadir B'nin ikincisi yayımlanan Kibrit Kutusu kitabını ona hediye etmek gibi..
Samimiyetinden hiç kuşku duymadan bir yazarın diğer yazara iadeyi teşekkürünü almak gibi..
Bazen gerçekten iyi şeyler olur;
Bugün olduğu gibi…

19 Şubat 2009

..KADININ ADI VAR..

http://nevidegokaydin.com/
923 doğumlu bir Cumhuriyet kadını… yaşanmışlığa hele yaşarken hayata bir çentik atanlara sonsuz saygım ve hürmetim var..onları dinlemeye izlemeye bayılıyorum..onca kirlenmiş konu ve insandan sonra belli ki her saniyesi sanata insana odaklı bir yaşamın izlerini sürmek..konuşmanın her satırına yarınlara dair büyük umutlar beslemek..dokunduğu hayatlara zenginlik katmak..hala da ışığı ile aydınlanmak.. cumhuriyet kadınları kıskanılacak kadar dik ihtişamlı yaratıcı ve üretken..



Ankara'nın en işlek insan kalabalığının olduğu caddelerinin birinde spontane gelişen spor sonrası soluğu aldığım ertesi gün uzun uzun saatler geçireceğim insanlardan birkaçı ile kocaman camlarından dışarının tüm hızını koşuşturmasını seyrettiğimiz bir mekan da tüm ihtişamıyla merdivenleri ağır ama emin çıkan yalnız bir kadına takıldı gözüm..hemen arka masamıza oturdu tüm personele nezaketle selamını verdikten sonra..bir süre sonra biz konuşmanın hızını kesmeden soluksuz konuşur ve mekanın insanların varlığını unutmuşken arka masadan “sohbetiniz ne hoş, ne derin, ne güzel konulardan konuşuyorsunuz” diye işittiğimiz bir sesle ardımıza döndük..sohbet esnasında az önce gözlerimle izlediğim yine gözlerimle yerine oturttuğum detaylarını incelediğim ama ardından sohbetin inceliğiyle unuttuğum o zarif kadındı seslenen..arkadaşlarımızdan biri hocam diyerek yıllar öncesinin kolej sıralarında kalan hatıralarının canlandığı bir heyecanla ayağa kalktı..öptü ellerini tanıştırdı bizle.. o çok yaşanmışlık, çok entelektüellik den o muhteşem donanımdan kaynaklanan sabırsızlıkla bahsetti kendinden sayıda kalan yaşıyla (86) bu zarif kadın..az bir zamana sığdırdı yaptıklarını, yapacaklarının heyecanını..içim umut kapladı yine..utandım kendimden yine..utandım yine ne kadar az şey yaptığımdan..bir diğer televizyoncu arkadaşımız yapacağı 2 ayrı belgeselden bahsetti ne hoş ki projelerden bir sanat..kaybolan değerler..öğrendik ki 947 ler de çizgi filmler yapmış..dakikalar krema tadında geçe dursun yapılacak koşuşturmanın yetişilecek yerlerin saati çoktan gelmişti sessizce ayağa kalktım bana “nereye” dedi..”işlerim var yapmam gereken dedim”..”bu güzel sohbet bırakılırda gidilir mi?” dedi..evet “gidilmez” dedim..bedenim yürüdü ama içim kaldı o masada ve arka masanın ihtişamlı krep eli saçlı kadınında büyük şehrin kuralları da acımasız..hatır sohbet tanımıyor tarih geçerse boynun hakikaten kıldan ince kalıyor.. tüm nezaketiyle kahveye çağırdı evinin atölye olduğunu da sözün arasında geçirmeden edemedi..ben yine utandım..hala umudum var yarınlar için..üstelik seyrederek değil tam içinden..

14 Şubat 2009

..DİLEK..

..İÇİNDE SEVGİ SÖZCÜKLERİNİN UÇUŞTUĞU HEYECANLI BİR KART ALIN..

11 Şubat 2009

..AĞLAMA SİHİR BOZULMASIN..


Yılmaz Karakoyunlu'nun kitabından uyarlanan bir Tomris Giritlioğlu filmi Güz Sancısı...

“Atatürk'ün Selanik’teki evine bomba attılar” diye yayılan yalan bir haber üzerine başlayan öncelikli Rumları hedef alan beraberinde İstanbul da yaşayan diğer azınlıklara karşı yapılan acımasız şiddet olaylarını konu alıyor.

Tam da hazan mevsimine denk gelen Eylül ayında her yeri saran; sararan,savrulan yapraklar gibi binlerce yıl bir arada yaşadığımız gayrimüsliminlerin bir bir dağılışları ülkelerini terk etmeye zorlanmaları…

Film de Okan Yalabık’ın oyunculuğu beni çok etkiledi..severim zaten..hem yüzünü farklı bulurum hem de girdiği rollere kolay o hali vermesini severim.

Ve illaki izlenmesi gereken bir diğer sinemaya uyarlanan varlık vergisini ve sürgünü konu alan Salkım Hanımın Taneleri isimli Yılmaz Karakoyunlu'nun yazıp kitaplaştırdığı ve Tomris Giritlioğlu'nun filmi… kitabında okumuş ve o dönem zorlandıkları duruma kendi adıma utanç duymuştum…o dönem sayıları yüz binleri bulan gayrimüslimlerden bugün yaklaşık sadece 2000 civarı kişi kalan Rum azınlıklardan ve diğer azınlıklardan kendi adıma özür diliyorum..

Filmin sonunda yaşanan olayların görüntülendiği fotoğrafları izlemeyi unutmayalım...yağmalanan azınlıklara ait yerlerin bir listesi de filmin sonunda fragmanda veriliyor..benim canımı en çok mezarlığın yağmalanması acıttı..

4-5 EYLÜL OLAYLARI

ZELİHA BERKSOY

08 Şubat 2009

..ERKEN TANI..



Prof.Dr.Selma Tükel

http://www.metam.org/


Korkmuyorum!
Meme Kanseri, Üç Kadın, Üç Öykü' adlı kitap, bir öykülemedir. Üç öykü içerisinde kadınlara meme kanseri hakkında bilgiler ulaştırılmakta ve devamında ise ilgililer için radyolojik yöntemler anlatılmaktadır.

4 Şubat Kanser günüydü..bu sevimsiz ve adını her duyduğumuzda tüylerimizi ürperten bu hastalıktan çoğumuzun yaşamında ki insanlara şöyle bir değmiş, teğet geçmiş yada üzücü sonuçlara neden olmuştur..Kadınların başının en belalısı da meme kanseri, aslında düzenli kontrollerle engellenebilir bir durumken çoğu zaman ihmaller istenmeyen sonuçlar doğuruyor..

çok sevdiğim bir doktor (diyemeyeceğim kadar yakın hissettiğim) ablamı ziyaret ettim.. Kahvesini içmek, doyamadığımız memleketimizden konuşmak şen kahkahalarını ve engin bilgisinden nasiplenmek için..


Başka bir zaman diliminde yine şahane bu iki güzel insanla nezlenin vücutta bıraktığı tüm tesirine rağmen; her seferinde hem mekanına hem balıklarına bayıldığım bu masalsı yer Sado-By da taptaze balıkları ve yeşillikleri yerken mekanı doldurup taşıran keyifli sohbetlere yelken açmak..
..Sado By..
Eskişehiryolu 10 km
298/B-3
312-2865758