28 Şubat 2008

..ONDAN.. BUNDAN..ŞUNDAN..




İki sobem oldu sevgili Evrim ve Deniz’im tarafından sobelendim. Ama aksilikler sonrası ancak cevaplayabiliyorum..
İlk sobem Evrim’den..

İsim veya lakabınız: Babam deli kızım der..onu dışında sevdiklerimin yaşamında kısa lakaplarım var ama genelin kullandığı ortak bir lakabım yok ..ama bir kuzenim var ki onun bana kullandığı lakaplar cümlemizi yıkar..bir de Aytac'ım var şu Dünyada bana takmadığı hiç bir isim kalmadı..serseme döndüm hangi lafına takılacağıma..

Doğum yeriniz:
Ankara

Hobileriniz: Puzzle,seyahat etmek,araba kullanmak,sevdiklerimle olmak..

En değerli 3 şeyiniz: Sevdiğim her şey yaşamımın değişmez değerleri..

Olmazsa olmaz dediğiniz şey: Saat,internet bağlantım..

İdealiniz: Mutlaka Deniz kenarında yaşamak..

Etkilendiğiniz bir kitap:o kadar çok ki ama başucu kitaplarından biri olmalı Molier'in Denemeleri.. Birde sanırım adıma atfen yazılan bir kitap olur :)

En sevdiğiniz şarkı: I'm your man

Gitmek istediğiniz yer: Şu ara Küba ;) tekrar Amerika,Avrupa’daki gizli kalmış kentler..

En yakın 3 blog arkadaşınız: Deniz Gaykedi ve Bembi

Unutamadığınız bir anı: Çocukken Köydeki bayram tatillerimiz tüm kuzenlerimle bir arada geçen harika günler..

Burcunuz: İkizler.

İlgilendiğiniz spor dalı: Yaptığım hiçbir sporun sonunu getiremedim.. Ama tenis oynamak hep sevdiğim ama artık yapamadığım bir spor olarak kalacak.. Vee Fenerbahçeliyim..

İdeal bir kadın nasıl olmalı: İddalı olmalı Evrendeki ismiyle müstesna kadın gibi kadın olmalı..daima iyi kokan ve gülümseyen..

İdeal bir erkek nasıl olmalı: Kendi idealse ideal eşini bulur..Kendine ve sevdiklerine sahip çıkması yeter sanırım..

Teknolojinin gelişmesi olumlu mu, olumsuz mu: Ben teknoloji sevenlerdenim..Eskiye özlem duymanında çok anlam taşıdığına inanmıyorum..

İcat edilmeseydi ne yapardım bilmiyorum dediğiniz şey: Yaşamımı kolaylaştıran tüm şeyler araba,uçak,pc,kalem ve bir dolu şey..

İnsanların gözlerine mi yoksa sözlerine mi inanmalı: Sözlerine..

Hayattaki sevinç kaynağınız: Kendim,Deniz'in olması

Hayattaki en büyük korkunuz: Trafik kazasının tüm sonuçları..Mutlaka yüzüme bakılır bir gidiş olmasını isterim..

Mantık evliliğimi, aşk evliliğimi: Aşk çok yaşanan bir durum değildir.. elbette Aşk evliliği ama mantığının çerçeveleyebileceği bir Aşk evliliği olsa keşke..

En sevdiğiniz yemek:Taze fasulye,bamya,çorba çeşitleri..

En sevmediğiniz yemek: Sakatat..

Blog sahibi ile ilgili düşünceleriniz:Memleketlim.. Burçdaşım ve gezmeyi seven biri.. ondan bir gün Almanya’ya beraber gidip orayı bana sevdirmesini sağlamasını istiyorum..


Bir diğer mimim Deniz'imden... "Yaptığın en aptalca alışveriş."
Aaa bu konuda süper bir hikayem var Deniz kadar fiyatları hatırlayamasam da çalışma yaşamımda her çalışanın parasını iyi değerlendirmesi hususu sürekli pompalanan bir konu olduğundan çalışan insanında bu tetiklemeye çabuk kandığından ama benim gibi hayatında parasızlıktan hoşlanmayan çokta parasız kalmamış birisi için kendi özel harcamaları dururken parasını değerlendirme anlamında bir şeyler alması çok saçma..
O zamanlar ailemden ayrı yaşıyordum ama ailemin Ankara’daki evinde yani hiçbir eksiği olmayan bir evde.. evin giderlerini çalışmama rağmen ailem karşılıyordu ben tuttum eve artık para kazanıyorum hikayesine bir televizyon birde video alma cüretinde bulundum.. ne kadar kazandığımı hatırlamıyorum ama muhtemelen aldığım paranın büyük bir çoğunluğunun taksite gitmesi gerekiyordu..buda hiç bana göre bir davranış değildi iki ay düzenli ödedim daha sonra ürünlerin ya taksitlerini ödemediğim için onlar geri istedi yada ben iade ettim..bu detayı maalesef hatırlamıyorum..elbette ailemde bu kepazeliğimden dolayı çok dalga geçtiler..
Bende Ünsal'a pas ediyorum kolay gelsin..

22 Şubat 2008

..SÖZ UÇMUŞ YAZI KALMIŞ..

(meraklısına çiçek tarafıma ayın 14 dünde gelmiş hala ilk günkü canlılığına durmaktadır acaba bu ne demektir ki?)

…Diyordu ki sevdiğim aklımın yarısının kaldığı özlemim Antalya'da yaşayan (henüz tanışamadığım sevgili) Beyhan özel günleri kartla kutlama geleneği başlasın şu kadarcık bir şey alamadım,veremedim diye üzülmesin kimsecikler..

Pek doğru ifade etti..alınan,verilen o gün o zaman dilimi için önemli olan özenle alınmış yapılmış hatıra bazında kalmasını arzu ettiğimiz ne varsa kıymetini yitiriyor (sanki) zamanla..hele benim gibi yenilikçi biri iseniz işiniz zor..verdiğim bir armağanın benim için verildikten sonrası beni hiç ilgilendirmez...verdiğimin takipçisi olmam ona gösterdiği özen doğrultusunda o verdiğim kişinin değerini belirlemem.. bu artık kullanıcının inisiyatifindedir..yaşamlar, görüşler hızla değişiyorsa sorgulamak saçma olmalı..ama var ya bir laf söz uçar yazı kalır..işte bu tam benlik bir durum bugüne kadar aldığım yazılı ne varsa sakladım bir kutuda..çok kıymetlidir ve verenin çok kendindendir diye düşünürüm..işte bu yüzdendir ki verilen armağandan çok iliştirilen kart değerlidir benim için..ast olan yazıdır..o yazıyı da sunacağın kağıdın özenle seçilmiş olması daha anlamlıdır..ayrıca şunu da hiç anlamamışımdır sırf bu tabi bir yerin açılış yada kutlanış çiçeğinden bahsetmiyorum..özel gününü hatırlatan sekreterin yada telefon ajandasının alarmıyla çiçekçiyi arayıp şu adet ve bilmem ne çiçeği hazırlattırıp ön yüzünde çiçekçinin reklamının olduğu kağıt parçasına çiçekçi yamağının eczacıdan beter bir yazı şekliyle telefondan aldığı talimatlı duygu ifadelerini çala kalem yazmasıyla gelen çiçeklerde beni hep hüzünlendirmiştir..

o nedendir ki kart yazalım arada bir de olsa..bazı mailler geliyor ya hani posta kutumuza seni düşünüyorum o bu diye maili geri atarsan seninde beni düşündüğünü düşünürüm falan diye zırvalayan..fenalık geliyor madem meraklısın hazır bir postu yollayıncaya kadar iki satır niye yazmazsın..uzar gider..

neymiş söz uçarmış yazı kalırmış..en azından sen yok edinceye kadar..

19 Şubat 2008

..BOŞLUK, HİÇLİK, YOKLUK..


Bazı hayatlar ‘TEK’ kişiliktir…

yalnız doğar insan..herkes kendi yaşam hikayesininde kahramanıdır.. yaşadıklarındır seni sen yapan ve şekilde alırsın zamanla...yaşadıklarının bıraktığı izlerse sanadır sadece..izlerin sende bıraktığına bir bakarsın ki ‘insan' olmuşsun...ardında canın yanmaya başlayınca da anlarsın ki!!! büyümüşsün...acıtmaya meraklı o kadar insanı görünce de şaşarsın..sen büyüdükçe yaşam hikayende renklenir, hikayenin tek kahramanı olmak ağır gelir.. paylaşmak istersin...acıyla karışık seversin birini...sanırsın ki paylaştıkça azalacak acılar..azalır da aslın da omzunda ki yük; içindeki ağırlık.. paylaştıkça azaldığı inancına o kadar çok kaptırırsın ki kendini..yaşam hikayenin içinde ki en özel sayfaları istesen de yırtıp atamadığın,bir türlü koparamadığın o sayfaları..sen kaparsan da kendiliğinden açılan sayfaları anlatır büyük bir özenle muhafaza ettiğin seni sen yapan anları paylaşırsın defalarca.. paylaşmak o kadar hafifletici gelir ki unutursun yaşamın aslında 'tek' kişilik olduğunu...ve bir bakarsın tekrar canın yanmaya başlamış...ve hatırladığın bu bildik duyguyla kendine gelmeye çalışırsın.. bir bakarsın ki paylaştığını düşündüğün süreç de aslında senin yaşanmışlıkların yok sayılmış..senin yaşamına senin haberin olmadan dahil olunmuş..ve senin hikayeni başkası yazmaya başlamış..


14 Şubat 2008

..ADSIZLIK..

Ve kadınlar
bizim kadınlarımız:
korkunç ve mübarek elleri
ince, küçük çeneleri, kocaman gözleriyle
anamız, avradımız, yarimiz
ve sanki hiç yaşanmamış gibi ölen
ve soframızdaki yeri
öküzümüzden sonra gelen..
N.HİKMET R.





ADSIZLIK..
KİMLİKSİZLİK..

SADECE KAFASININ ÜSTÜNDE UZAYAN TÜYÜN
VE BEDENİNDEKİ YERLER İÇİN KESKİN BİR İTHAM' A SÜRÜKLENEN..

YARADAN DAN SONRA VAR ETMEYE SAHİP OLAN BİR VARLIĞA..

YASAKLAMA YOK ETME ZİHNİYETİNDEKİLERİ DÜNYAYA GETİREN ONLARA YAŞAM HAKKINI TANIYAN VARLIĞA..

ŞU YAPILANLARA BAK..

ANCAK BEDENEN VE FİKREN KENDİ KENDİME KORUYACAKLARIMI KORUYAMAYACAĞIMI SANAN VARLIKLARINA SEBEP OLDUKLARIM ŞİMDİ BENİ, BİZİ BİZLERE SORMADAN FİTURSUZCA KENDİ KANLI, AHLAKSIZ ANLAYAŞLARINA LEŞ ETMEYE ÇALIŞIYORLAR..

AMA HER ŞEY DEN DAHA DA KAHREDİCİSİ BUNA İNANAN KADINLAR..

VARLIKLARINI ANCAK ONLARIN ARACILIĞIYLA OLABİLECEĞİNE KANDIRILAN KADINLAR..

HİÇ Mİ DÜŞÜNMEZSİN SENİ YARADANIN ONU DA YARATICISI OLDUĞUNU VE YARATTIĞI BU VARLIĞADA AYNI BEDENİ VE AYNI ZEKAYI VERİRDE SENİ NEDEN "GÜNAH KEÇİSİ" YAPAR HİÇ Mİ DÜŞÜNMEZSİN?..BURADA KANDIRILDIĞINI HİÇ Mİ FARKETMEZSİN..DİN ADI ALTINDA YAPILANLARIN SADECE SANA YASAK GETİRDİĞİNİ HİÇ Mİ GÖRMEZSİN!!!!!

İÇİM YANIYOR İÇİM..

AHHH ELİF ANALAR BU TOPRAKLAR HANİ KAFALARI KANDIRILMIŞ ELİF'LERE GEÇTİ..

11 Şubat 2008

..MİM..

Sevgili Defne beni mimlemişti..
birinci mim Olsam'lar.. bunu resimlerle anlatmalı....

(..yiyecek,müzik aleti,mevsim,kıyafet,ayakkabı..)


İkinci mim hakkımda bilinmesini istediğim 7 şey..

1.Emir almaktan,bir şeyi yapmaya zorunlu bırakılmaktan ve iradem dışı benimle, yaşamımla ilgili karar alınmasına tahammül edemem inanılmaz sinirlenir ve agresif olurum..

2.Mutlu uyananlardan olmayı çok isterdim ama maalesef huysuz uyananlardanım..

3.Gergin ve sinirliyken kimseyi görmek istemem yalnız kalmak ister ve telefonlara asla cevap vermem..

4.Depresyondayken saatler boyu uyurum..

5.Yavaş davranan yavaş hareket eden ve düşüncesizce konuşanlardan nefret ederim..

6.Aptallığa ve akılsız insanlara tahammül edemem…

7.Küfürlü konuşmaya küfrün yakıştığı ağızları severim..

falan filan uzar gider…

bende mim'leri yolladım Özlem'e..

03 Şubat 2008

..BÜYÜLÜ LEZZETLER..

Geçen hafta Ankara'ya ardı ardına açılan Alışveriş merkezlerinden bir yenisi olan Minasera avm Çayyolu Bıg Chehfs de arkadaşlarımızla otururken ustamı gördüm yeni yerde de belli günler kurs veriyormuş.. Ankara'da pastacılık öğrenimi konusunda gidilebilecek en iyi ustadır..

Uzun zamandır gitmiş olduğum pastacılık kursundan öğrendiklerimden birini hep paylaşayım istemiştim ama bir türlü olmamıştı..Ustamı görmek vesile oldu..

Benim tuzlularla aram tatlılara nazaran hep daha iyi olmuştur..

Tatlının ne kadar enfes bir şey olduğunu sigarayla vedalaştıktan sonra anladım ve keşfettim..

Şimdide kendimi alıkoyamıyorum.. Ama benim her zaman tek favorim dondurmadır .

WAFFEL



SEVGİLİ KURS ARKADAŞLARIM DÜNYA ŞEKERİ ŞEMSETTİN USTAM USTA'NIN YARDIMCILARI..

ELMALI KREP..

MEYVELİ PANCAKE

250 gr un

250 gr süt

150 gr krema(likit)

3 adet büyük yumurta

65 gr toz şeker

Biraz tuz

Biraz vanilya

10 gr kabartma tozu

1 adet limon rendesi..

1.Un elenir (Şemsettin ustanın üzerinde durduğu bir konu mutlaka un elenecek)

2.Süt ve krema birbirine karıştırılır ve una ilave edilir

3.Yumurtalar karıştırarak ilave edilir.

4.Toz şeker,biraz tuz,vanilya ve kabartma tozu ilave edilir karıştırılır..

Hazır olan hamur buzdolabında 10 dakika dinlendirilir..Daha sonra tava ısıtılarak sostan 1 kepçe dökülür yuvarlak olmasına dikkat edilir.

5.İşlem bu şekilde devam eder sonra Pancake’in ortasına krem patisserie sıkılır üzerine meyve konur krem şanti sürülür..Bu işlem 3 kere devam eder ve üzerine sos dökülür..